İlk vahiy: Hira Mağarası’nda kehanet nasıl başladı? Hikaye ve Zorluklar

Evren ve Yaratıcı üzerine uzun yıllar düşündükten sonra, Peygamber Muhammed‘in hayatındaki belirleyici an, Hira Mağarası’nda ilk vahyi aldığı zaman geldi. Bu an sadece bir kehanetin başlangıcı değil, aynı zamanda dünyayı sonsuza dek değiştirecek bir mesajın da başlangıcıydı. Tarihin akışını değiştiren bu önemli olayın ayrıntıları nelerdir?
Hira mağarası: Mesajdan önce inziva ve meditasyon
Peygamber Muhammed (sav), peygamber olarak gönderilmeden önce Mekke’deki Nûr Dağı’nda bulunan HiraMağarası’nda inzivaya çekilirdi. Putperestlik içinde boğulan bir toplumun ortasında sayısız geceyi ibadet ederek, Allah’ın yarattıkları üzerinde düşünerek ve hakikati arayarak geçirirdi. Bu inzivalar, insanlığın bildiği en büyük mesajı almak için saf ruhunun ilahi bir hazırlığıydı.
Cibril ile ilk görüşme: “İkraa” ışığın başlangıcıdır
Peygamberimiz (s.a.a) mübarek Ramazan ayının gecelerinden birinde Hira mağarasında ibadet ederken , melek Cebrail daha önce hiç görmediği bir surette ona geldi. İmam Buhari Sahih ‘inde vahyin başlangıcı hadisinde Aişe radıyallahu anha’dan rivayet ettiğine göre Cebrail aleyhisselam ona geldi ve “Oku” dedi. Peygamber (s.a.v.) “Ben okuyucu değilim” (yani nasıl okunacağını bilmiyorum) dedi. Cebrail onu aldı ve bitkin düşene kadar sıkıca sarıldı, sonra onu gönderdi ve “Oku” dedi. Peygamber aynı cevabı verdi. Cebrail bunu üç kez tekrarladı ve her seferinde ona sıkıca sarıldı, sonra onu gönderdi ve şöyle dedi: “Yaratan Rabbinin adıyla oku.”
Kanıt: Bu ayetler Kur’an’da indirilen ilk ayetlerdir ve Alak Suresi’nin başlangıcıdır:
اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ (1) خَلَقَ الْإِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍ (2) اقْرَأْ وَرَبُّكَ الْأَكْرَمُ (3) الَّذِي عَلَّمَ بِالْقَلَمِ (4) عَلَّمَ الْإِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ (5)
Bu ayetler, peygamberliğin başlangıcının ve İslam mesajının okuma ve öğrenme ile başlayacağının ilahi duyurusuydu.
Dehşet ve Hatice’ye Dönüş: İlk Bağ
Peygamber bu büyük deneyimden sonra kalbi titreyerek evine döndü ve eşi Hatice bint Huveylid ‘e (Allah ondan razı olsun) şöyle dedi: “Beni örtün, beni örtün” (yani, beni örtün). Bu olay insan idrakinin ötesindeydi ve Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bir korku ve dehşet örtüsü içine girdi.
Burada, Hatice Hanım’ın onu dengeleme ve güven verme konusundaki büyük rolü öne çıkmaktadır. O iyi ve destekleyici bir eşin timsaliydi. Ona yürek ısıtan bir şey söyledi: “Hayır, Allah’a andolsun ki sen asla utandırılmayacaksın, çünkü sen rahmi güçlendiren, yükü taşıyan, ihtiyaç sahibini geçindiren, misafire yardım eden ve hakkın sıkıntısına yardımcı olansın.” Bu sözler, onun asil ahlakına ve böyle bir insana Allah’ın zarar veremeyeceğine olan derin inancının bir kanıtıydı.
Varaka ibn Nevfel’in tanıklığı: Peygamberliğin Tasdiki
Hatice (Allah ondan razı olsun) bununla da yetinmeyip Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)’i kuzeni Varaka b. Nevfel‘e götürdü. Varaka, cahiliye döneminde Hıristiyan olmuş, İbranice bir kitap yazmış ve Ehl-i Kitap’tan haber almış yaşlı bir adamdı. Peygamber (s.a.a) ona olanları anlattığında Varaka şöyle dedi: “Bu, Allah’ın Musa’ya indirdiği kanundur, keşke ben bir kütük (yani güçlü kuvvetli bir genç) olsaydım, keşke kavmin seni çıkardığı zaman hayatta olsaydım.” Peygamber (s.a.a), “Keşke kavmin seni çıkardığı zaman hayatta olsaydım” dedi. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Yoksa seni çıkaracak olanlar onlar mı?” “Evet, benim dönüşüm dışında hiç kimse senin geldiğin gibi bir şeyle gelmemiştir” dedi.
Kanıt: Bu hikaye Sahih-i Buhari‘deki vahyin başlangıcı hadisinde ayrıntılı olarak anlatılmaktadır. Varaka ibn Nevfel’in tanıklığı, Muhammed’e indirilen vahyin önceki peygamberlere indirilen vahyin aynısı olduğuna ve bunun her peygamberin başına gelen ilahi bir yasa olduğuna dair Kitap Ehli’nin dünyasından gelen peygamberlik onayıydı: Kavminin düşmanlığı.
Sonsöz: Işık ve Rehberlik Mesajının Başlangıcı
Hira Mağarası’ndaki vahiy, insanlık tarihinde belirleyici bir andı ve büyük bir davet ve meydan okuma yolculuğunun başlangıcını temsil ediyordu. Bu hikâye, peygamberliğin ilahi bir seçim olduğunu ve Peygamber’in bu büyük emaneti almaya psikolojik ve ruhsal olarak hazır olduğunu vurgulamaktadır. Bu andan itibaren İslam’ın şafağı başlamış ve insanlık, yeryüzünün çehresini sonsuza dek değiştirecek olan hidayet ışığını, karanlıktan aydınlığa doğru almaya başlamıştır.
İlk vahyinöyküsünden çıkardığınız en büyük ders nedir? Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşın.